Türkiye’nin önde gelen akademik kurumlarından Acıbadem Üniversitesi Diyabet Araştırma ve Uygulama Merkezi (DİYAM), diyabet teknolojileri alanında dünya liderleri arasında yer alan University of California San Francisco (UCSF) Diyabet Teknoloji Merkezi ile geleceğin tedavilerine ışık tutacak tarihi bir iş birliği protokolüne imza attı. Bu stratejik ortaklığın temel hedefi; yapay zekâ destekli teknolojiler, mobil takip sistemleri ve sensör bazlı cihazlarla diyabet tedavisinde daha etkin, kişiselleştirilmiş ve konforlu bir dönemi başlatmak.
“Sessiz Pandemi”ye karşı uluslararası bilimsel dayanışma
Dünya Sağlık Örgütü tarafından “sessiz pandemi” olarak tanımlanan diyabet, 537 milyon bireyi etkilerken, bu sayının 2045 yılında 630 milyonu aşması bekleniyor. Yalnızca Türkiye’de 9 milyon diyabetli hasta bulunduğu ve bu sayının 1.7 milyonunun insülin tedavisi gördüğü verisi, konunun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Diyabet; kalp damar hastalıklarından görme kaybına, böbrek yetmezliğinden ölümlere kadar pek çok hayati komplikasyonun da temel tetikleyicisi.
Yapay zekâ ve yüksek teknolojiyle gelen tedavi devrimi
Acıbadem Üniversitesi DİYAM Koordinatörü Prof. Dr. M. Temel Yılmaz, bu protokolle diyabet tedavisinde yepyeni bir döneme girdiklerini belirterek, “Sensör teknolojisi, yapay zekâ destekli analiz sistemleri ve bireye özel geliştirilen mobil takip uygulamalarıyla tedavi süreçlerini uçtan uca yeniden tasarlıyoruz. UCSF ile yapılan bu ortaklık; tedavi mükemmelliyetinin ve bilimsel çıktıların kalitesinin artması için bir mihenk taşı olacaktır” diye vurguladı.
Protokolü imzalayan iki Türk Bilim İnsanı: Prof. Dr. Eda Cengiz ve Prof. Dr. Temel Yılmaz
UCSF Pediatric Diyabet Programı’nın Başkanı Prof. Dr. Eda Cengiz ve DİYAM Koordinatörü Prof. Dr. Temel Yılmaz tarafından imzalanan protokol hem bilimsel bilgi paylaşımını hem de hasta odaklı yaklaşımların birlikte geliştirilmesini kapsıyor.
Süper akıllı sistemler
Prof. Dr. Eda Cengiz’in açıklamalarına göre; UCSF tarafından geliştirilen yeni nesil sensörler ve yazılımlar, vücudun insüline verdiği tepkiyi öğrenerek otomatik doz ayarlamaları yapabiliyor. Cihaza entegre edilen yapay zekâ algoritmaları sayesinde cihaz; kişinin yediği önceki yemekleri, metabolik tepkilerini ve fiziksel aktivitesini analiz ederek insülin dozunu kendisi belirliyor. “Dün ne yediğinizi bile analiz edebilen sistem, ertesi gün için optimize edilmiş doz ayarlaması yapabiliyor. Bu seviyede bireyselleştirilmiş tedavi, diyabetle yaşayan bireylerin hayatını dönüşütürecek” diyor Prof. Cengiz.
Mikro boyutlu, yara bandı gibi cihazlarla konforlu takip
Diyabet teknolojilerindeki yenilikler sadece akıllı algoritmalarla sınırlı kalmıyor. Nano-teknoloji destekli sistemlerle birlikte cihazlar artık mikro seviyeye indirgeniyor. Öyle ki, gelecekte insülin içeren pompalar bir yara bandı boyutunda olacak. Prof. Dr. Eda Cengiz, “Teknoloji cep telefonları gibi hem küçülüyor hem de fonksiyonları katlanarak artıyor. Bu da diyabet takibinde devrim anlamına geliyor” şeklinde konuştu.
Eğitim, standartlar ve gelecek vizyonu
Bu stratejik iş birliğinin bir diğer önemli boyutu da insan kaynağını geliştirme hedefi. Prof. Dr. Eda Cengiz, “Diyetisyen, hemşire ve doktorlar dahil olmak üzere tüm diyabet ekibinin en güncel bilgilerle yetişmesini sağlamak için ortak eğitim protokolleri yürüteceğiz” diyerek, bilgi birikimi transferinin uzun vadeli etkilerine dikkat çekti.
Bir diğer devrim niteliğindeki adım ise henüz diyabet oluşmadan riskli bireylerin tespit edilmesi. Henüz sensör verilere dayalı olmayan ancak çok boyutlu verileri analiz eden yapay zekâ modelleriyle diyabetin öngörülmesi üzerine çalış\u305malar sürüyor. Amaç, hastalık oluşmadan müdahale edebilmek.
Yüksek teknoloji ile diyabet tedavisinde dünya ölçeğinde söz sahibi bir ortaklık
DİYAM ve UCSF arasındaki bu protokol, sadece iki kurumun iş birliği olarak değil; Türkiye’nin diyabet tedavisinde bilimsel arenada oynayacağı aktif rolü ve teknolojiye dayalı sağlık sistemlerinin gelecekteki konumunu da temsil ediyor.
Diyabetin artan yüküne karşı bilimsel, teknolojik ve uluslararası dayanışma ile verilen bu cevap; sadece bugünün değil, yarının da sağlığını şekillendirecek kadar önemli!