Farmakogenetiğin, bireylerin genetik yapısına göre ilaçlara verdiği yanıtı inceleyen kritik bir bilim dalı olduğunu belirten Konuk, “Aynı ilacı, aynı hastalık için üç farklı kişiye verdiğinizde tamamen farklı sonuçlarla karşılaşabilirsiniz. İlacı çok hızlı metabolize eden bireylerde etkisiz kalırken, yavaş metabolize edenlerde etkisi artabilir ya da tamamen başarısız olabilir. Genetik profille uygun tedavi planlandığında başarı oranı yüzde 99,5’e ulaşıyor.” dedi.
Genetik testlerle sağlıkta ekonomik dönüşüm mümkün
Türkiye’nin ilk uygulamalı farmakogenetik laboratuvarını kurduklarını ve analizlere başlandığını belirten Prof. Dr. Konuk, bugüne kadar bu alanda birçok yüksek lisans tezinin tamamlandığını ifade etti. Çalışmaların özellikle bipolar bozukluk, otizm, Alzheimer, Parkinson gibi nöropsikiyatrik hastalıklara odaklandığını belirten Konuk, ilaçların birey üzerindeki etkilerinin genetik farklılıklardan kaynaklandığını ve bu farkın tedavi başarısını doğrudan etkilediğini vurguladı.
Konuk, “Bugün sağlık sisteminde hastalara aynı hastalık için standart ilaç veriliyor. Ancak bu yaklaşımın başarı oranı sadece yüzde 20. Geriye kalan yüzde 80 kaynak boşa harcanıyor. Eğer bireylerin genetik yatkınlıkları bebeklikte yapılan topuk kanı testlerine benzer şekilde taranabilse, sağlık harcamalarında devrim niteliğinde bir tasarruf sağlanabilir.” diye konuştu.
Tıpta zihniyet değişimi şart
Farmakogenetik testlerin doğruluk oranının neredeyse yüzde 100’e yakın olduğunu belirten Konuk, gen ekspresyonu ve epigenetik faktörler üzerine yapılan çalışmalarla daha karmaşık mekanizmaların anlaşılmaya başlandığını söyledi. Bu bilgilerin klinik uygulamalara aktarılması gerektiğine vurgu yapan Konuk, etik açıdan da herhangi bir engel olmadığını, testlerin yalnızca hastanın onamıyla yapıldığını belirtti.
Tıp fakültelerinde bu alana gereken önemin verilmediğine dikkat çeken Konuk, “Farmakogenetik, klasik tıbbın ötesine geçen translasyonel bir bilimdir. Bu yaklaşımın yeni hekim adaylarına mutlaka öğretilmesi gerekiyor.” dedi.
SMA ilacında maliyet 15 kat düşebilir
Nadir hastalıkların tedavisinde de önemli gelişmeler kaydettiklerini aktaran Prof. Dr. Konuk, SMA hastalığının Ar-Ge sürecini tamamladıklarını belirterek, “Bu ilacın geliştirilmesi ve üretilmesiyle birlikte, maliyetin bugünkü fiyatın 15’te 1’ine inmesi mümkün olacak. Bu da hem kamu hem de hastalar için büyük bir avantaj.” diye konuştu.
Yapay zekâ destekli tedavi
Prof. Dr. Konuk, Üsküdar Üniversitesi’nde yapay zekâ destekli ilaç keşiflerinin yapılacağı in silico laboratuvarını da devreye aldıklarını belirtti. Biyomühendislik, Kimya Mühendisliği ve Farmakoloji bölümleriyle iş birliği içinde yeni ilaç adayları geliştirmeyi hedeflediklerini ifade etti.
Yeni hibrit bilim alanlarının hızla geliştiğini belirten Konuk, “Bu alana giren bir öğrenci sadece var olanı öğrenmez; aynı zamanda geleceği de şekillendirir.” diyerek sözlerini tamamladı.
Prof. Dr. Muhsin Konuk, yalnızca 2 ml kandan elde edilen genetik profil sayesinde sağlık sisteminde hem klinik başarı hem de ekonomik verimlilik açısından çarpıcı bir dönüşüm yaşanabileceğini vurguladı.
Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.62318