Farkındalığın merkezinde insan var
AstraZeneca Türkiye, bilim ve insanı odağa alan yaklaşımını bir kez daha ortaya koydu. Meme Kanseri Farkındalık Ayı vesilesiyle, şirketin İstanbul merkezinde çalışanlara yönelik düzenlenen özel etkinlikte alanında uzman isimler, erken teşhisin ve düzenli kontrollerin hayat kurtarıcı rolünü anlattı.
Etkinlik, sadece bilgi paylaşımı değil, aynı zamanda bir bilinç tazeleme niteliğindeydi. Çünkü her yıl dünyada 2,3 milyondan fazla kadına meme kanseri tanısı konuyor. Türkiye’de ise bu sayı, kadınlarda görülen her dört kanser vakasından birini oluşturuyor. Bu veriler, erken tanının yalnızca bir tıbbi gereklilik değil, toplumsal bir sorumluluk olduğunu gösteriyor.
“KETEM’ler erken teşhisin kalbinde yer alıyor”
Tıbbi Onkoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Özlem Sönmez, etkinlikte yaptığı konuşmada, farkındalığın hastalıkla mücadelede en güçlü araç olduğunun altını çizdi:
“Meme kanseriyle mücadelede en etkili yol, kadınların düzenli taramalara katılmasıdır. Türkiye’de KETEM’ler, bu sistemin en önemli yapı taşlarından biri. Ancak hâlâ birçok kadın bu merkezlerin ücretsiz tarama hizmeti sunduğundan habersiz. Bu merkezler sayesinde hastalık erken evrede yakalanabiliyor ve tedavi süreci çok daha başarılı ilerliyor. Kadınların bu merkezleri aktif olarak kullanması, kendi sağlıklarına yaptıkları en büyük yatırımdır.”
Sönmez’e göre farkındalık, erken teşhisin ilk adımı. “Kadınların KETEM’lere başvurarak düzenli tarama yaptırmaları, sağlıklı bir gelecek için atılacak en güçlü adımdır,” diye ekliyor.
“Erken teşhis, yaşam kalitesini korumanın anahtarı”
Genel Cerrahi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Hasan Karanlık ise meme kanserinde düzenli kontrollerin önemine dikkat çekti:
“Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri. Bu nedenle 20 yaşından itibaren kendi kendine muayene, düzenli hekim kontrolü ve 40 yaş sonrası mamografi taramaları ihmal edilmemeli. Erken tanı, tedavi başarısını doğrudan etkiliyor. Biz hekimler olarak hep söylüyoruz: Kanserden değil, geç kalmaktan korkun.”
Karanlık, erken teşhisin yalnızca tedavi sürecini değil, yaşam kalitesini de koruduğunu vurguladı: “Erken tanı sayesinde kadınlar hayatlarına kaldıkları yerden, sağlıklı ve güçlü bir şekilde devam edebiliyor.”
Bilimden topluma uzanan farkındalık köprüsü
AstraZeneca Türkiye Medikal Direktörü Dr. Deniz Ertürk Erem, kurumun farkındalık projelerine bakışını şu sözlerle özetledi:
“Toplum sağlığını geliştirmek, AstraZeneca’nın en öncelikli kurumsal sorumluluk alanlarından biri. Yıllardır sürdürdüğümüz sosyal sorumluluk projeleriyle, erken teşhisin önemini vurguluyor, kadınların kontrollerini yaptırmaları için bilinçlendirme çalışmalarını destekliyoruz.”
AstraZeneca Türkiye, İhtiyaç Haritası ve Kanser Savaşçıları Derneği iş birliğiyle hayata geçirdiği Kendini Tanı, Erken Tanı Meme Kanseri Farkındalık Hareketi ile bugüne dek Trabzon, Antalya, Hatay, Gaziantep ve Adıyaman’da yaşayan yaklaşık 1.000 kadına ulaştı. Bu etkinliklerde kadınlara hem bilgilendirme hem de en yakın KETEM merkezlerinde tarama desteği sağlandı.
“Farkındalık çalışmalarımızın ilk halkası kendi çalışanlarımız,” diyen Dr. Erem, “önce biz bilinçleniyor, ardından bu bilinci topluma yayıyoruz. Çalışanlarımızın sağlık farkındalığı yüksek olduğunda, sadece kendi yaşamlarına değil, çevrelerine de ışık tutuyorlar,” ifadelerini kullandı.
Bir kurum kültürü olarak farkındalık
AstraZeneca Türkiye’nin bu etkinliği, yalnızca bir kurumsal farkındalık projesi değil; aynı zamanda sürdürülebilir sağlık bilincinin bir yansıması.
Şirket, bilimsel bilginin topluma aktarılmasını, erken teşhisin yaygınlaşmasını ve kadınların kendi sağlıkları üzerinde bilinçli söz sahibi olmalarını destekliyor.
Her ekim ayında olduğu gibi bu yıl da AstraZeneca Türkiye, “önce kendimizi bilinçlendiriyor, ardından farkındalığı topluma yayıyoruz” yaklaşımıyla, hem kurum içinde hem de toplum genelinde sağlık okuryazarlığını güçlendiren projelere imza atıyor.