Yaşlanmaya karşı estetik tıpta ezber bozan bir çağ başlıyor. Bireyin biyolojik yapısına özel geliştirilen doku mühendisliği çözümleri, sadece görünümü değil, hücresel sağlığı da hedef alıyor. 26-28 Eylül 2025 tarihlerinde Pullman İstanbul Hotel & Convention Center’da düzenlenecek olan “Rejeneratif Tıp, Kök Hücre ve Estetik Uygulamalar Kongresi”, bu devrimin en güncel uygulamalarını bilimsel bir zeminde tartışmaya açacak.
RETEN Rejeneratif Tıp Enstitüsü ve Estetik ve Kozmetik Sertifikalı Hekimler Derneği (ESKODER) iş birliğiyle hayata geçirilen kongre, hem bilim dünyasını hem de klinik pratiği buluşturacak. Estetik ve Kozmetik Hekimi, Kozmetoloji Bilim Uzmanı Dr. Alparslan Tekiner’in aktardığına göre, yeni nesil biyoteknolojiler, estetikte standart uygulamaların ötesine geçerek kişiye özel hücresel çözümleri mümkün kılıyor.
Kök Hücre ve Organoid Teknolojisiyle Derinlemesine Gençleşme
“Estetikte artık sadece dış görünüşe değil, dokunun kendisine müdahale ediyoruz” diyen Dr. Tekiner, özellikle mezenkimal kök hücrelerin (MSC) sunduğu yeniliklere dikkat çekiyor. Yağ dokusu ve kemik iliğinden elde edilen MSC’lerin, kollajen üretimini artırdığını, inflamasyonu baskılayarak cilt yaşlanmasını yavaşlattığını ve fibroblast aktivitesini düzenleyerek doku kalitesini yeniden tanımladığını belirtiyor.
Estetik müdahalelerde en çok karşılaşılan sorunlardan biri olan geçici etki problemi de bu yeni yaklaşım sayesinde ortadan kalkıyor. Organoid teknolojisinin sunduğu çözümlerle cilt, saç folikülü ve diğer epitelyal dokuların üç boyutlu minyatür modelleri geliştirilebiliyor. Bu sayede tedavi kişiselleştiriliyor; sadece bireyin ihtiyacına özel değil, aynı zamanda hücresel düzeyde yüksek uyumluluk gösteren protokollerle kalıcı etki sağlanıyor.
Hücresel Seviyede Estetik: Klinik ve Laboratuvar Arasındaki Duvar Kalkıyor
“Geleceğin estetik uygulamaları laboratuvardan doğrudan hasta yatağına iniyor” diyen Tekiner, kongrede tartışılacak başlıkların yalnızca teorik bilgiyle sınırlı kalmayacağını da vurguluyor. Rejeneratif tıbbın estetikle kesiştiği bu yeni dönemde, hızlı doku iyileşmesi, pigmentasyon düzeni, kalıcı hacim kazanımı ve fibrozis azaltımı gibi klinik çıktılar mümkün hale geliyor.
Ayrıca estetikte sadece genç görünüm değil, sağlıklı doku yapısının korunması da ön planda. Dr. Tekiner’e göre bu teknoloji, hem yaşlanmayı geciktiriyor hem de mevcut doku hasarlarını onararak bireyin doğal görünümünü sürdürülebilir kılıyor.
Kongre, Estetikte Yeni Ufuklara Açılıyor
Bilimsel bildiriler, vaka sunumları, panel oturumları ve canlı uygulama örnekleriyle zenginleşecek olan kongre; estetik tıp, dermatoloji, plastik cerrahi ve biyoteknoloji alanında çalışan profesyoneller için eşsiz bir bilgi ve deneyim paylaşım ortamı sunacak.
Kişiselleştirilmiş tıbbın estetik alandaki yükselişi, sadece trend değil, aynı zamanda bir paradigma değişimi. Hücre düzeyinde yenilenme vaadi sunan rejeneratif yaklaşımlar, estetik müdahaleleri geçici çözümler olmaktan çıkarıp kalıcı sağlığa odaklanan bir yaşam biçimine dönüştürüyor.
Yaşlanma biyolojik bir gerçek olabilir; ancak doku mühendisliğiyle bu süreci yavaşlatmak, hatta bir adım geriye sarmak artık bilim kurgu değil. Eylül ayında İstanbul’da düzenlenecek kongre, bu yeni estetik çağın şifrelerini sunmaya hazırlanıyor.