Mide ve bağırsak sisteminde enfeksiyon kaynaklı iltihaplanma ile ortaya çıkan gastroenterit, halk arasında genellikle “mide gribi” olarak biliniyor. Ancak bu hastalık, grip virüsünden değil; virüs, bakteri ya da parazitlerin neden olduğu bir bağırsak enfeksiyonu.
Acıbadem Kartal Hastanesi’nden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Giray Girgin, yaz aylarında çocuk acil servislerine başvuran her iki çocuktan birine gastroenterit tanısı konduğunu belirterek şunları söylüyor: “Bazı bölgelerde bu oran yüzde 60’lara kadar çıkabiliyor. Bu da gastroenteritin sadece bireysel değil, aynı zamanda ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu gösteriyor.”
24 saat içinde düzelme olmazsa mutlaka hekime başvurun
Gastroenterit çoğu zaman toplumda geçici ve hafif bir hastalık gibi algılansa da, özellikle küçük çocuklarda hızla sıvı kaybına (dehidratasyon) yol açabilir. Bu durum, böbrek fonksiyonlarında bozulmadan bilinç değişikliğine kadar ilerleyebilen ciddi sonuçlar doğurabilir.
Dr. Girgin, özellikle 2 yaş altındaki bebeklerde bağışıklık sisteminin henüz tam gelişmemiş olması nedeniyle bu hastalığın daha ağır seyredebildiğini vurguluyor.
“Ebeveynler çocuğun genel durumunu iyi gözlemlemeli. İyileşme 24 saat içinde başlamıyorsa, çocuk yeterince sıvı alamıyorsa, mutlaka bir uzmana başvurulmalı.”
Sıcak hava, kirli su ve bozulmuş gıdalar riski artırıyor
Yaz mevsimi gastroenterit açısından en riskli dönemlerin başında geliyor. Nedeni ise oldukça açık:
-Sıcak havalarda gıdalar daha hızlı bozuluyor,
-Açık alanlarda satılan yiyecek ve içeceklerin hijyen denetimi zorlaşıyor,
-Çocuklar havuz ve deniz gibi ortamlarda kirli suyla temas edebiliyor.
Tüm bu faktörler, enfeksiyon riskini artıran başlıca nedenler arasında yer alıyor.
“Su içebiliyorsa sorun yoktur” yanılgısına düşmeyin!
Toplumda sık karşılaşılan bir yanlış inanış da çocuğun su içebilmesinin durumun ciddi olmadığını gösterdiği yönünde. Oysa gastroenterit sadece sıvı kaybına değil, aynı zamanda elektrolit dengesizliklerine de yol açabiliyor.
Dr. Girgin, “Çocuğun su içebiliyor olması yeterli değil. İdrar miktarı, ağız kuruluğu, halsizlik, cilt turgoru gibi genel bulgular birlikte değerlendirilmelidir. Aksi takdirde tablo hızla kötüleşebilir” diyerek uyarıyor.
Rota virüs en yaygın etken
Çocukluk çağında görülen gastroenterit vakalarının büyük kısmı virüs kaynaklı. En sık rastlanan ajan ise rota virüs. Bunun yanında noro virüs, adeno virüs ve astro virüs gibi farklı virüsler de benzer belirtilere neden olabiliyor. Daha nadir olarak bakteriler ve parazitler de gastroenterite yol açabiliyor.
Bu belirtiler varsa vakit kaybetmeyin!
Çocuklarda gastroenteritin en belirgin belirtisi sulu ishal. Ancak hastalık ilerledikçe başka belirtiler de tabloya eşlik edebilir:
-Kusma
-Karın ağrısı
-Yüksek ateş
-Halsizlik ve iştahsızlık
-Ağız kuruluğu
-Gözyaşı azalması
-Ciltte kuruluk
-Bilinç bulanıklığı
-İdrar yapmama
Dr. Girgin, “Günde üçten fazla sulu ishal, her beslenme sonrası kusma, yüksek ateş veya ağızdan sıvı alamama durumlarında mutlaka hekime başvurulmalı” diyor.
Hafif vakalarda evde tedavi, ağır olanlarda hastane gerekebilir
Gastroenterit tanısı genellikle öykü ve fizik muayene ile konuluyor. Gerekli durumlarda dışkı tahlili, kan testleri veya idrar analizleri yapılabiliyor.
Tedavinin temel hedefi: Sıvı ve elektrolit kaybını yerine koymak.
Hafif vakalarda: Evde ağızdan sıvı takviyesi yeterli olabiliyor.
Şiddetli durumlarda: Damar yoluyla sıvı desteği gerekiyor.
Dr. Girgin, “Antibiyotik kullanımı sadece bakteri kaynaklı gastroenteritlerde uygundur. Bilinçsiz antibiyotik kullanımı hem etkisizdir hem de zararlı olabilir” diyerek dikkat çekiyor.
Korunmak mümkün
Gastroenteritten korunmanın en etkili yolu, hijyen ve gıda güvenliğine dikkat etmek.
Dr. Girgin, ebeveynler için alınması gereken önlemleri şöyle sıralıyor:
-Ellerin sık sık sabunla yıkanması
-Sebze ve meyvelerin iyice yıkanması
-Dışarıda satılan yiyeceklerden kaçınılması
-Temiz içme suyu kullanımı
-Oyuncak ve eşyaların hijyenine dikkat edilmesi
-Rota virüs aşısı yaptırılması