Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (PERYÖN) ve Towers Watson’ın PERYÖN üyeleri arasında yaptığı “İş Sağlığı ve Güvenliği” konulu ankete göre, şirketlerin çoğunluğunun iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tanımlı prosedürleri ve uygulamaları bulunuyor.Çoğu şirket işyerindeki güvenliği artırmak için çeşitli prosedürler ve eğitimler düzenliyor, sorumlu personel atıyor ama iş sağlığı ve güvenliği açısından istenen performansa ulaşılamıyor. Bunun nedeni ise şirketlerde güvenlik kültürünün yetersizliği.
Her yıl dünyada milyonlarca çalışan iş yerindeki kazalar sonucu yaralanıyor, binlercesi ise hayatını kaybediyor. Araştırmalara göre, işyeri kazalarındaki yaralanmaların maliyetinin dünyadaki gayrisafi milli hasılanın yüzde 4’ü olduğu tahmin ediliyor.[1] Her yıl yaklaşık 2.2 milyon iş kaynaklı ölüm meydana geliyor. Her gün küresel işgücünün yaklaşık yüzde 5’i iş kaynaklı yaralanmalar sebebiyle işe gidemiyor.
Türkiye iş kazalarında dünya üçüncüsü ve Avrupa birincisi… Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre son 12 yılda Türkiye’deki iş kazalarında 12 bini aşkın işçi hayatını kaybetti. Türkiye’de her gün ortalama 172 iş kazası meydana geliyor.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Tasarısı 3 Nisan’da Bakanlar Kurulu’nca TBMM’ye sevk edildi.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik tasarının 30 Haziran’a kadar yasalaşacağını ifade ediyor.
Kanun tasarısı, 1 milyon 436 bin işletmeyi ve 11 milyon çalışanı kapsıyor; işverenlere ise iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili her türlü tedbiri alma yükümlülüğü getiriyor. İşveren bu yükümlülüklerini yerine getirirken risklerden kaçınılması, risklerin analiz edilmesi ve risklerle kaynağında mücadele edilmesi gibi “önleyici bir yaklaşım” sergilemek durumunda. Ayrıca, işyerlerinin tasarımı, uygun ve tehlikesiz iş ekipmanının seçimi, teknik gelişmelere uyum sağlanması, uygun çalışma şartları işverenin yükümlülükleri arasında.
Mevzuat internet ve medyadan takip ediliyor
Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (PERYÖN) ve Towers Watson, 4-10 Mayıs’taki “İş Sağlığı ve Güvenliği” haftasını takiben PERYÖN üyeleri arasında bir anket yaptı. “İş Sağlığı ve Güvenliği” konulu ankete 104 şirketin orta ve üst düzey yöneticileri yanıt verdi.
Şirketlerin yüzde 39’u imalat, yüzde 38’i hizmet, yüzde 7’si gıda, yüzde 5’i inşaat ve yüzde 21’i diğer sektörlerde faaliyet gösterenlerden oluşuyor. Ankete katılanların yüzde 40’ı yılda 150 milyon TL üzerinde ciro yapıyor ve yüzde 55’i 250’nin üzerinde çalışan sayısına sahip. Şirketlerin yüzde 84’ünde mavi yakalı çalışan bulunuyor.
Şirketler önlem almaya çalışıyor ama…
Ankete göre, şirketlerin çoğunluğunun iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tanımlı prosedürleri ve uygulamaları bulunuyor. Şirketler iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili önlemleri çoğunlukla tek taraflı bir iletişim ile çalışanlarına aktarıyor.Şirketlerin yüzde 29’unda bu uygulamalar çalışanlara seminerler ve çalıştaylar, yüzde 22’sinde panolara asılan duyurular, yüzde 17’sinde e-posta, yüzde 9’unda ise hazırlanan kitapçık ve broşürler aracılığıyla duyuruluyor. Şirketlerin yüzde 13’ü ise iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili önemler ile ilgili çalışanlarla iletişimde bulunmuyor.
Anket, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili ölçümlerin şirket genelinde veya departmanlar bazında performans hedeflerine yansıtılmadığını ortaya koyuyor. Şirketlerde iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin uygulamaların var olduğu görülse de, bu uygulamalar şirketlerin yüzde 45’inde işletme genelinde veya departman bazında hedeflerle ilişkilendirilmiyor.
“Güvenlik kültürü” oluşturmak
PERYÖN ve Towers Watson yetkilileri, çoğu şirketin işyerindeki güvenliği artırmak için çeşitli prosedürler ve eğitimler düzenleyerek, sorumlu personel atamaları gerçekleştirmesine rağmen, iş sağlığı ve güvenliği açısından istenilen performansa ulaşılamadığını belirtiyorlar. Yetkililer, iş sağlığı ve güvenliği standartlarının istenilen seviyelere ulaşılamamasının nedenini şirketlerde güvenlik kültürünün oluşmamasına bağlıyorlar.
Türkiye’de olduğu gibi dünya genelindeki uygulamalara bakıldığında en çok odaklanılan önemler arasında; teknik altyapı anlamında daha güvenli çalışma ortamının oluşturulması, çalışanlara fiziksel çalışma ortamı ile ilgili eğitimlerin verilmesi ve çalışanların regülasyonlara uygun şekilde iş yapmasını sağlayacak prosedürlerin oluşturulmasının yer aldığı görülüyor. Ancak alınan bu önlemler belirli seviyede bir etki oluşturmakla birlikte tam bir çözüm sağlayamıyor.
Güvenlik kültürü nasıl oluşturulur?
Risk, kaza ve hastalıklar hakkında bir kurumun bütün üyeleri tarafından paylaşılan inançlar ve fikirler olarak tanımlanan güvenlik kültürünü oluşturmada birçok faktör önem taşıyor. Bu faktörlerin başlıcaları şöyle sıralanıyor:
– Yönetimin (tüm yöneticileri) güvenlik kültürü kararlılığı;
– Güvenliğe yönelik değerler, tutumlar ve bağlılığın geliştirilmesi.
– Yetkin çalışanlar ve güvenli davranışa yönelik sürekli eğitim;
– Yönetim ve çalışanlar arasında karşılıklı güven ve adil yaklaşım;
– İşletmede risk değerlemesi, uygun tasarım ve düzenli ekipman bakım;
– Her türlü iş kazası ve iş kazası oluşturacak tehlikeli durumların yaşanması halinin raporlanması…
PERYÖN ve Towers Watson açıklamasında, Türkiye’de çalışan sayısı fazla olan, “kurumsal” kabul edilebilecek şirketlerin iş sağlığı ve güvenliği konusunda daha hassas olduğu belirtiliyor. Küçük şirketlerin; iş sağlığı ve güvenliği farkındalığının daha düşük olduğu kaydedilen açıklamada, kanunların daha etkin uygulanması gerektiği vurgulanıyor. Açıklamada, kayıt dışı çalıştırılanların iş sağlığı ve güvenliğinden bahsedilmesi söz konusu değilken, konuya ciddi yaklaşan şirketlerin getirilen kontroller ve düzenlemeler nedeniyle bir anlamda cezalandırıldığı kaydediliyor.
[1] Takala, Dr.J. , 2005, Introductory Report: Decent Work – Safe Work, prepared for World Congress on Safety and Health at Work, p.13